İÇ SÖZLÜK - SELF DICTIONARY

İÇ SÖZLÜK – BİR GÜNÜN ÖZETİ, Hilal Karahan'ın yayımlanmış ilk şiir kitabıdır. Kısa şiirlerden oluşur. "İç Sözlük" ve "Bir Günün Özeti" olmak üzere iki bölümden oluşmuştur. TEPENİN ÖNÜNDE kitabının son bölümü olarak tekrar basılmaktadır. Sayfalarda boşluklar hakimdir, bazen bir sayfada tek bir dizenin gerindiği olur...
1. Basım: Şubat 2003, KÜL yayınları, Ankara.
(Her türlü hakkı saklıdır. Hiçbir şekilde şairinin izni, ismi olmaksızın ve kaynak belirtilmeden alıntılanamaz, kullanılamaz. Aksi türde kullanımı halinde yasal yaptırım uygulanacaktır.)


İÇ SÖZLÜK/1

acı

sözlerin kını yoktur
söylendiği gibi dursun

anılar

hesabı dürülmüş yaşantılar
düşünceyle şişen delik torbalar

aslolan

bedenim
çatı katı
tabutum benim

dilenci

kentlerin sonsuzu dilenen elleri
denize dökülen sokaklar

evlilik

birbirine yaslanan iki ağaç
kendi gölgesinde yaşlanan

güvenlik

kabuğun
tabut olduğunu keşfeder
kanadının üstüne
düşünce böcekler

hilal

ilk ay
ağırlığıyla eğilen buğday

kibir

yüzü kafatasına gömük
sırtı iskeletine dayalı
düşünce kafesi

mimozalar

güneşin kızları
cilvelenen dallara
akşamüstü fethiye’de
iskelede yakılan kandiller
denizciler kıyıya dönmediğinde

mustafa’nın elleri

dallarının farkına varmış çınar

öpüş

1/
ağız bir damla su
dil sünger

2/
eğildim, bir çınarın gövdesini öptüm
gürültüyle indirdi gözlerini
yaşamın çözüldüğü iki düğüm

ağzımda izi
sürülmüş toprak
sesimi hüküm gibi taşıyorum

s’ayrılık

gözleri neşter yarası
sigara yakmasa kımıldamaz ağzı

sözcük

koparılmış kabuk
sızıyor anlam söz arasından

tehlike

bilge kılıcını diliyle yoklar

uzaklık

kim kimin acısını anlasın
herkes kendisiyle örtülü



BİR GÜNÜN ÖZETİ

sabah

en güzelini uyandırır binlerce benden
testosteron kokun, çay-cıgara bulaşığı

serin avlular kadar serin
bir sabah ayağımda kımıldanır

gümbür gümbür kısraklar kalkar
kuzguni şafaktan

gücümü görürüm gözlerinin bakırında

öğle

öğrenilmiş bir alışkanlık öğle vakti

uzun koltuklar oturur
köpek dişinin yerinde kör bir hançer

birer kahır çekince cıgara paketinden
yakılır tarihi sözleşmeler

herkes yüzünü ateşinden tanır

ikindi

ikindi vefalıdır, anımsar eski sevgiliyi
ağır bir söz gibidir anımsamak, dargın

sahtedir zaman
kimi öpsem, öptüğüm ilk

elinden tutunca ikindi
zamanın ne hükmü kalır

akşam

akşam apansız aramızda doğrulan

iki yabancıyız
her akşam yeniden tanışan

yağmurda kalmış kayalık
ağzımızı dayadığımız akşam

yaşam, ölüme bir adım
saklandığımız arasında akşamın

gece

ansızın alıştık siyaha
nasıl alışılırsa ansızın bir siyaha

çay demledik güldük üşüdük
güçlüydük insan kadar güçlüydük

geceyi gördük
avcunda sıkıyordu açık çakısını

gövdesini kazıdı sabaha kadar
--her leke kendisiyle çıkar--

gün yürürken geceye
kendinden dönüyordu gece
kendi kendine