SÖZDÜŞÜM: SÖZ’E TARİH DÜŞÜRÜLMÜŞ ŞİİR…
HİLAL KARAHAN,CUMHURİYET KİTAP EKİ,25.11.2010.
Sözdüşüm, Zeki Karaaslan’ın ilk deneme kitabı; Karaaslan’ın çeşitli dergilerde yazmış olduğu şiir incelemelerini, şiir üzerine yazılmış denemeleri ve kitap tanıtım yazılarını içeriyor. Önsözünü yazan İlhan Kemal’in dediği gibi şiir tadında 55 deneme yer alıyor bu kitapta…
Sözdüşüm’de kimler yok ki… Objektif bir yaklaşımla, her poetik görüşe eşit mesafede durarak, sadece şiir temel alınarak, hiçbir şiir erkine öykünmeden, hiçbir köşe tutmuşa yeltenmeden, düpedüz ve ortada yazılmış yazılar bunlar… Eski şairler olduğu kadar genç şairler de var; hatta gençlerin kitapları daha çok tanıtılmış bu ktapta…
Sözdüşüm’de kitabı, şiiri ya da poetik tavrı incelenmiş, ince elekten geçirilmiş şairler ve denemeler şunlar: İlhan Kemal “Bir Edepli Salvodur”, “Mağmum Odağında Şiire Doğru Bakmak”, Fuat Çiftçi “Ağrılı Renk”, “Bir Başkaldırı: Bağımlılık-Şiir”, Aydan Yalçın “Aşkence”, Yaşar Bedri “Dağlar ve Nil Ayini”, Nazım Hikmet “Davet Buyurmuşsunuz Efendim Başımız Üstüne”, Enver Ercan “Deprem Senaryosu ve Ah Kalbim”, Mehmet Şükrü Kaplan “Dili Yok Kalbimin”, Haydar Ergülen “Ergülen Şiirinde Alevilik Angısı”, Erkan Kara “Hüzzam Peyke: Kerevet Üstünde Güneşi Çağırmak”, Abdülkadir Budak “Ev Zamanı ya da İmzası Gül Kanayan Şair”, Mustafa Ergin Kılıç “Gam Kuşağı”, Hilal Karahan “Giz ve Sis”, Berna Olgaç “Görülmez Düşler Sokağı: Ben-Siz-Öteki”, Hilmi Haşal “Hilmi Haşal ile Söyleşi”, küçük İskender “küçük İskender’e”, Mustafa Fırat “Lâlezar ya da İnsancıllığın Şairi”, Zafer Ekin Karabay “Ölüme Sobe: Şubatta Saklambaç”, Muhittin Ersungur “Öyle Bir Sevda ki Bu, Karasevda Vız Gelir Şaire…”, Emrah Altınok “Senin Kalbindeki Zafer Şiirdir: Aradaki”, Gülümser Çankaya “Senin Yüreğinde Göğü Sulayan Açelyalar Açmış: Denizden Sonra”, Baki Ayhan T. “Soysuz Zaman’a Dair”, Özlem Tezcan Dertsiz “Şimdi Gitsem Güz”, Şükrü Erbaş “Şükrü Erbaş’ın Seçme Şiirleri” ve Mehmet Hameş “Yaktığın Coğrafya”.
Kitap tanıtım yazıları son derece sistematik yazılmış Karaaslan’ın. Şöyle ki, ilk paragraf, şairin hayatı, öğrenimi, genel durumu, kitapları, yazın geçmişi… vs. ile ilgili. İkinci paragrafta kitapta genel olarak görülen özellikler anlatılır. Sonraki paragraflarda şiir incelemeleri başlar: Önce yüzey yapı, arkasından derin yapı incelenir; dizelerin düz anlamı, yan anlamı, imgelerin tüm özellikleri baştan sona büyük bir titizlikle elden geçer! Yer yer beğenilmeyen dizeler, “Şu şekilde yazılsa daha iyi olabilir:” denilerek düzeltilir! Son paragrafta da şaire iyi temennilerde bulunarak yazı bitirilir...
İyi niyetli bir eleştiri örneği sunar Karaaslan: Sevdiğini övme, sevmediğini yerme; ya da sadece sevdiği şairlerin kitaplarına methiye düzme gibi kolaycılığa kaçmaz. İyi niyetli bir şekilde, yalnızca şiirde gördüğünü ve şiirin ne olması gerektiğini anlatır. Öyle ki, Sözdüşüm’de tanıtılan çoğu kitap, şairlerinin ilk veya ikinci kitaplarıdır! Bence bu son derece naif, iyi niyetli, genç şairleri destekleyen ve dostane bir tavırdır…
O kadar geniş bir okuma yelpazesi var ki Karaaslan’ın, şiirleri incelerken birden hangi kapıyı çalacak ve hangi bahçede kimi selamlayacak şaşırırsınız! İncelediği şiirden o kadar kolaylıkla bir türküye, oradan kutsal kitaplara, oradan yine incelediği şaire, oradan da kendi anılarına sıçrar ki… Fuzuli’den Nefi’ye, Nedim’den Yunus Emre’ye, Karacaoğlan’dan Necati Cumalı’ya, Hasan Hüseyin’den Melih Cevdet’e, Edip Cansever’den Pablo Neruda’ya, Louis Aragon’dan Ömer Hayyam’a, Haydar Ergülen’dan Veysel Çolak’a… öyle rahat bağlar ki tümceyi, hiç yadırganmaz yaptığı alıntılar: Çok geniş bir entelektüel birikimin sonucudur bu… Metinler arası etkileşimi hayli yerinde ve yüksek dozda kullanan nadir yazarlar arasında sayılabilir.
Sözdüşüm’de en dikkat çekici yazılardan biri, “Ergülen Şiirinde Alevilik Angısı” isimli deneme. Karaaslan, Ergülen’in “Vefa Cinayetini Gören Var mı?” şiiri üzerinden Alevilik tarihindeki katliamlardan bahsediyor, ironik bir dille, tarih boyunca katledilen masum insanlara değiniyor bu yazısında. “İhanetin ateşi yine ihanetin kendisidir.” diyor Karaaslan ve Şeyh Sâdi’nin dizeleriyle bitiriyor yazısını: “Gaflet seli bastığı zaman, toprakta uyuyanla/ Tahtta oturanın farkı kalmaz.”
Karaaslan’ın “Genç Şiiri Gençler mi Yazıyor?” yazısı da aynı şekilde dikkat çekicidir: “Genç şairlerin ve şiir yazanların kendilerini yenilemesi, yeni imgelerle, yeni dizeler yazması gerekmektedir. Şairin serveti konuşulan dilidir. Bu dili iyi ve politik kullanmalıdır. Genç şiir, genç şair tanımlaması güncelin şiirdeki önemi için geçerlidir. Genç şiiri şairin yaşıyla bir tutmamak gerekir.” Bu ölçütle Karaaslan, genç şairler arasında Baki Ayhan T., İlhan Kemal, Mustafa Fırat, Erkan Kara, Fuat Çiftçi, Mehmet Şükrü, Gülümser Çankaya, Uğur Olgar, Özlem Tezcan, Küçük İskender, Sadık Yaşar, Seyithan Kömürcü, Murathan Çarboğa, Hülya Karaaslan, Özgür Özkarcı isimlerini, diğerlerinden ayrı bir yere koyar.
Zeki Karaaslan’ın Hilmi Haşal’la, 2003 yılında, Adana’da yapmış olduğu söyleşi, Haşal’ın özellikle özgeçmişi ve poetikası üzerine derin bir incelemedir: “Şiir diller üstü diye düşündüm hep. Yazdım da… Şiir tetiktedir, eşiktedir ve her yerdedir... Şiir kırılmadır. İçsel kırılmaların yaşam prizmasındaki yansımalarıdır.”
Şiir eleştirmeni yokluğunda, şiir/ şair eleştirisi yapmak, şiir kitaplarını tanıtmak şairlere düşünce, Türkiye’de her horoz kendi çöplüğünde öter! Tao’nun “Gerçeğe ermiş kişi de öyledir/ Kendini önemsemez.” sözünü düstur edinen Karaaslan ise mütevazıdır; ortalıkta görünmez, tartışmaya girmez, kendini önemsemez! Temiz bir Türkçe kullandığı yazın hayatında, özellikle gençlere destek olan, objektif ve daima şiirden yana, barışçı tavrıyla, iyi şairliğinin ve yazarlığının yanı sıra, iyi bir “şiir eleştirmeni” olmaya adaydır Zeki Karaaslan! Bu nedenle Sözdüşüm, eleştirel söze ulaşmak için Şairin düşüdür. Söz’e tarih düşürülmüş şiirdir…
___________________________________________________________________
SÖZDÜŞÜM/ Zeki KARAASLAN/ MÜHÜR Kitaplığı/ Haziran 2010, 239 sayfa.